
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya gizli bir dinleme kaydı servis edildi (!!!)
Evet, yanlış okumadınız, bir gizli dinleme kaydı, sosyal medyaya servis edildi !!!
Gizlice (!!!) kaydedilen bu konuşma kaydının sosyal medyaya verilme nedeni ne olabilir?
İstanbullulara, İmamoğlu ve ekibi kişisel bilgilerinizi kaydetmiş, bu verileri bir reklam şirketine pazarlamaya çalışıyorlardı, yakaladık mı denilmek isteniyor?
İyi de, “Bu ticari görüşmeyi gizlice kim kayıt altına almış, kim – neden sosyal medyaya servis etmiştir???” sorulması gereken asıl soru bu değil midir?
Ticari bir görüşmenin, gizlice kayıt altına alınması yasal bir işlem midir? Varsayalım ki, dinleme için gereken yasal izinler alındı peki, sadece dava dosyasında (savcılıkta) bulunması gereken bu gizli kayıtlar, sosyal medyada niye geziyor?
Gizli olması gereken kayıtların sosyal medyaya servis edilmesi yasal bir işlem midir? Ya da bu ses kayıtlarının sosyal medyada dağılmasından kim/kimler yarar ummakta olabilir?
Bir soru daha soralım: “Bu konuşma kayıtlarında konuşma bütünlüğü bozulmuş, bazı bölümleri silinmiş olabilir mi?”
85 milyon kişinin kişisel verilerinin güvenliğini sağlama, internette satılmasına, yayılmasına engel olmak kimin görevidir?
Bu görev ve sorumluluk AKP hükümetine ait değil midir? Akp hükümeti görev ve sorumluluğunun gereğini bugüne kadar yapabilmiş midir?
Ne gezer!!!
İşte size bir örnek:

Birgün Gazetesi’nin 27.6.2023 tarihli haberi yukarıdadır.
Haberde ne deniyor?
“Milyonlarca kişinin verileri bu sefer de farklı bir sitede yayınlanıyor. Sitede, telefon numarası, adres ve aile bilgileri ücretsiz olarak, tapu, hastane, eğitim ve plaka bilgileri ise 100 TL karşılığında satılıyor” !!!
27.6.2023 tarihinde AKP iktidarda değil midir? AKP, milyonlarca kişinin telefon numarası, adres, aile bilgileri, tapu, hastane, eğitim, plaka bilgilerine sahip çıkamamış ve bu bilgilerin internette satılmasına/yayılmasını önleyememiş bir parti değil midir?
İstanbul BŞB ile ilgili soruşturma dosyasında bulunması gereken gizli kayıtların, olası kanıtların sosyal medyada yayılmasını seyreden hangi partidir?
Gün geçmiyor ki, bu haberlere medyada rastlamayalım!!!
Bilgi güvenliği konusunda sınıfta kalmış olan parti AKP’dir, ülkemizi yıllardır bu parti yönetiyor!!!
Gelelim asıl konumuza, geçenlerde sosyal medyaya servis edilen konuşma kayıtlarında üç kişi aralarında konuşuyorlar.
Konuşanlar, bir reklam şirketi sahibi, eski bir bürokrat ve İBB Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun.
Peki, konuşmanın içeriği nedir?
Reklam Şirketi sahibi, Türkçesi “Veri Yönetim Platformu” (VYP), İngilizcesi ise “Data Management Platform” (DMP) isimli bir yazılımı belediyeye satmak için tanıtım yapıyor.
Bu konuşma, bir ticari görüşme olup, bir yazılımın belediyeye pazarlanması faaliyetidir.
“Veri Yönetim Platformu” İngilizcesi ise “Data Management Platform” (DMP) olan bu yazılım ne işe yarar biliyor musunuz?
Gerçeği söylemek gerekirse DMP’nin ne olduğunu biz de bilmiyorduk, bu kayıtları gördükten sonra araştırdık, konuyu uzmanına sorduk ve aşağıdaki bilgilere ulaştık:
“Veri yönetim platformu (DMP) çeşitli çevrimiçi, çevrimdışı ve mobil kaynaklardan gelen birinci, ikinci ve üçüncü taraf hedef kitle verilerini toplar, düzenler ve etkinleştirir. Ardından bu verileri, hedefli reklam ve kişiselleştirme girişimlerine yön veren ayrıntılı müşteri profilleri oluşturmak için kullanır.
DMP, dijital pazarlamanın bel kemiğidir ve şirketlerin müşterilerini daha iyi anlamalarına olanak sağlar.
Çoğu kişi, bir ürüne bakmak için bir web sitesini ziyaret eder ve sonraki birkaç gün/hafta boyunca etkileşim kurduğu her dijital kanalda bu ürünün reklamlarını görür. İşte bu süreçte DMP asıl rolü oynayandır. Bunu nasıl gerçekleştiğine bir göz atalım.
Örneğin, bir veri yönetim platformunda “fırıncılık tutkunları” gibi, reklamlarla hedeflenebilen kategoriler bulunur. DMP izleme kodu taşıyan bir fırıncılık web sitesi veya blog yazısını ziyaret eden herkes “fırıncılık tutkunu” olarak sınıflandırılabilir. Neredeyse her web sitesi, ziyaretçileri internete yolculuk ederken izleyen bir takip kodu içerir. DMP, bir kişinin masa üstü etkinliğini mobil gezinme alışkanlıklarına bağlayarak kişinin çevrimiçi etkinliklerinin daha iyi bir görünümünü sağlayabilir.
DMP’ler hedef kitle bilgilerini dijital reklam platformları ve şirket içi pazarlama kanalları ile paylaşarak bu platformların belirli reklamlar ya da içerikleri kimlere sunması gerektiğini bilmesini sağlayabilir. ” (ORACLE)
Kısaca, DMP (Veri Yönetim Platformu) ulaşılmak istenen (mal ve hizmet satılmak istenen) hedef kitleyi tespit edip, ulaşımı kolaylaştıran bir pazarlama yazılımıdır.
Öyle çok gizli, saklı bir şey de değildir. DMP diye google’da arama yaptığınızda karşımıza çıkan ilk veriler şöyledir.

Bir pazarlama yazılımı olan DMP halka neden yanlış anlatılıyor?
Gizli kalması gereken kayıtlar, ifadeler, belgeler, kanıtlar nasıl oluyor da sosyal medyaya servis edilebiliyor???
Bilgi güvenliğini sağlayamayan AKP hükümeti, bu sorulara öncelikle yanıt vermesi gerekmez mi?
“Ergenekon”,” Balyoz”, “Fuhuş ve Askeri Casusluk” kumpasları ne çabuk unutuldu!!!
Bakın o kumpas döneminde neler olmuştu:
“İşçi Partisi’nde 21 Mart 2008 tarihinde arama yapılıyor. “Kroki” bulunuyor. 13 Mart 2008 tarihinde “bu krokinin” Taraf Gazetesi Ankara Bürosundan, Taraf’ın İstanbul bürosuna fakslandığı ortaya çıkıyor.”
“Levent Göktaş’ın ofisinde 7 Ocak 2009 tarihinde arama yapılıyor. 51 No’lu DVD bulunuyor. BU DVD’nin 31 Aralık 2008 tarihinde poliste kopyasının alındığı (bilirkişi raporuyla) ortaya çıkıyor!!!” (Samizdat / Soner Yalçın)
Tüm bunlar yaşanmadı mı?
10 yıl önce yaşanan olayların bugün tekrarını izliyor olmayalım?
İbrahim Naki AVŞAR (24.3.2025)