
BAZI DOSTLARI/GÜZEL İNSANLARI HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATIP, ÜZECEK OLSAK DA BAZI GERÇEKLERİ AÇIKLAMAK ZORUNDAYIZ.
Türkçülük hareketinin kurucularından Ziya Gökalp “Türkçülüğün Esasları” kitabında bakın ne yazmış?
“Türkçülüğün memleketimizde zuhûrundan EVVEL, Avrupa’da Türklüğe dair iki hareket vücuda geldi.
Bunlardan birincisi, Fransızcada Tirquerie denilen, “Türk Hayranlığı”dır.
Türkiye’de yapılan ipekli ve ve yün dokumalar, halılar, kilimler, çiniler, demirci ve marangoz işleri , ciltçilerin, tezhipçilerin yaptığı ciltler ve tezhipler, mangallar, şamdanlar, ilh… gibi Türk sanat eserleri çoktan Avrupa’daki güzel eser meraklılarının dikkatini çekmişti!!!
Avrupalı ressamların Türk hayatına dair yaptıkları tablolar ile şairlerin ve filozofların Türk ahlakını tavsif yolunda yazdığı kitaplar da Turquerie’nin içine girerdi.
Lamartine’nin,
Auguste Comte’un,
Pierre Laffite’nin,
Mismer’in
Pierre Loti’nin
Farrere’nin
Türkler hakkındaki dostane yazıları bu kabildendir.
Avrupa’da zuhur eden ikinci harekete de Türkiyât (Türkoloji) adı verilir. Rusya’da, Almanya’da, Macaristan’da, Danimarka’da, Fransa’da, İngiltere’de birçok ilim adamları Türklere, Hunlara ve Moğollara dair tarihi ve arkeolojik araştırmalar yapmaya başladılar.
Türklerin pek eski bir millet olduğunu, gayet geniş bir sahada yayılmış bulunduğunu ve muhtelif zamanlarda cihangirane devletler ve ve yüksek medeniyetler vücuda getirdiğini meydana koydular.
Gerçi bu sonuncu tetkiklerin mevzuu Türkiye değil, eski Doğu Türkleri idi.
Fakat, birinci hareket gibi bu ikinci hareket de memleketimizdeki bazı fikir adamlarının ruhuna tesirsiz kalmıyordu. Bilhassa Fransız tarihçilerden Deguignes’in Türklere, Hunlara ve Moğollara dair yazmış olduğu büyük tarihle, İngiliz alimlerinden Sir Daviz Lumley’in 3.Selim’e ithaf ettiği Kitab-ı İlmü’n-Nâfi adındaki umumi Türk grameri, FİKİR ADAMLARIMIZN RUHUNDA BÜYÜK TESİRLER YAPTI.”
Ziya GÖKALP (TÜRKÇÜLÜĞÜN ESASLARI)
Yukarıda da anlatıldığı üzere ülkemizdeki Türkçülük/Turancılık fikir hareketi kendiliğinden ortaya çıkmamıştır.
Avrupalı devletler, yıkılışı hızlansın diye Osmanlı’da “milliyetçilik” rüzgarları estirmişlerdir. Avrupa’dan üflenen rüzgarlar Osmanlı’nın tüm uyruklarında milliyetçilik hareketleri estirirken, Türklerde de Türkçülük/Turancılık hareketinin başlamasına neden olmuştur.
Avrupalılar, sanayi devrimini gerçekleştirmiş, buharı ve elektriği kullanmayı öğrenmiş, her türlü bilimsel ve teknolojik gelişmeyi ortaya koymuşken birdenbire Türklere ait “ipekli ve ve yün dokumalar, halılar, kilimler, çiniler, demirci ve marangoz işleri , ciltçilerin, tezhipçilerin yaptığı ciltler ve tezhipler, mangallar, şamdanları” gündeme neden getirmiş olabilirler?
Avrupa’da, “Türk Hayranlığı” ve “Türkiyât (Türkoloji)” merakı bir anda, tesadüfen çıkmış olabilir mi?
Türkçülük fikir hareketinin altyapısının hazırlanması 1917 Ekim Devrimi ile kurulan ve içerisinde çok fazla Türk bulunduran Sovyetler Birliği ile Osmanlı’nın çabucak yıkılmasını sağlamak için başlatılmış olabilir mi?
Türkçülük ve Turancılık hareketinin de kökü dışarıda olabilir mi?
Avrupa’da Türk ve Türkoloji merakının kendiliğinden geliştiğini, düşünmüyorum.
İbrahim Naki AVŞAR (13.4.2025) İzmir