Geçtiğimiz hafta haberleştirdiğimiz Zübeyde Hanım Homes Oteli ve sahibi Teslime Ünlüoğlu ile ilgili gelişmeleri yazmaya devam edelim.
Öncelikle, Karşıyaka Belediyesi bu otelin ruhsatını iptal etmemiştir. Eksikler giderilinceye kadar faaliyetini durdurmuştur.
Sadece yurtdışından gelen turistlere hizmet veren böyle bir otele gelecek konukların aylar öncesinden yer ayırttıkları, faaliyetinin durdurulması halinde rezervasyonların ne olacağı düşünülmesi gereken bir durumdur.
Konukseverliği ile bilinen ülkemizde bir otelin faaliyetinin durdurulması kararının yerinde olduğunu söyleyemem. Gelen turistler bahçede mi yoksa çadırda mı kalacaklar? Bu sorunun yanıtlanması gerekir.
Belediye yetkilileri ve çalışanlarının Teslime Ünlüoğlu ve turistik otel, motel ve pansiyon işleten kişilere karşı sorun çözücü ve yardımcı olmaya yönelik çalıştıkları bir gerçektir.
Ülkemizin dövize çok fazla ihtiyacı vardır. Döviz getirici sektörlere yardımcı olunması toplumsal ve ekonomik perspektifle bakıldığında bir zorunluluktur. Gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı gerekse İzmir B.Ş.B. ve Karşıyaka Belediyesi yetkilileri ve personelinin turizme bu perspektifle baktığı görülmüştür.
Bugün, Google Earth ve Parsel Sorgulama uygulamalarından Bahariye Mahallesinde bulunan bu otelin ve yanındaki parsellerin uydu görüntülerine baktım.
Şöyle bir görüntü karşıma çıktı :



Bu cadde Zübeyde Hanım Caddesi. Zübeyde Hanım Caddesinin özellikle bu bölümünde (yukarı çıkarken sol tarafta) kaldırım yok. Var olan kaldırımları işgal edilip, yok edilmiş bunu yapanlar ise Telekom, Tedaş, belediyeler ve burada oturup kaldırım üzerine park eden araçların sahipleridir. İnsanların, kaldırımlarda yürüme olanağı ellerinden alınmıştır. İnsanlar da zorunlu olarak kaldırımda yürüyemedikleri için araç yolunda yürümek zorunda bırakılmıştır.

Kaldırımları tamamen işgal edilmiş Zübeyde Hanım Caddesinden manzaralar yukarıdadır…
Düşünün tek yönlü, bu dar sokakta bir otel işletiyorsunuz. Komşular hem arabalarını giriş kapınızın önüne park edip gidiyorlar, hem de otelinizin giriş kapısının önüne belediye tarafından bir çöp konteynırı konuyor ve bu konteynırdan leş kokuları geliyor. Otelinizin giriş kapısının önündeki kaldırım ise hem kapalı halde (yürümeye uygun değil) , hem de sadece 50 cm genişliğinde olup, çok dar.
Böyle bir durumda otel sahibi Teslime Hanım kaldırım üzerine park edilip, otelin giriş çıkışı kapatılmasın diye kaldırıma “duba” koyuyor. Komşuları ise yolun üzerine “kuka” koyarak, araçların park edilmesinin önüne geçmeye çalışılıyor. Aslında her iki taraf da son derece haklı. Çünkü, ortada bir kaldırım yok. Dar kaldırımlar, araçlar ve kamu kurumlarının trafo, kutu vb. engelleri ile fiilen kapatılmış, yürümeye olanağı olmayan bir vaziyette.
İşte bu durum, araç sahipleri, konteynıra çöp atan kişileri, ana kapı girişleri fiilen kapatılan işletme sahipleri ve apartman sakinlerini birbirine düşürüyor. Herkes birbirini şikayet ediyor. Sözlü ve fiili müdahalelere neden olunabiliyor.
Tüm çatışmaların asıl nedeni sosyal donatı alanı gereksiniminin karşılanmaması veya çok az olan sosyal donatı ve alt yapı alanlarının paylaşımında ittifak sağlanamamasıdır. Zübeyde Hanım Caddesinde bulunan, paylaşımda birbirleri ile anlaşamayan vatandaşlar, çözümü belediyelere ve Cumhuriyet Savcılıklarına şikayet dilekçeleri vermede arıyorlar.
Bu tür şikayetler karşısında, savcılıkların ve belediyelerin sıkıntının asıl kaynağını tespit edip, sorunları çözücü yaklaşımlar sergilemeleri, aralarında paylaşım problemi olan vatandaşlara eşit davranış sergilemeleri beklenir.
Örneğin bir tarafın kaldırımdaki dubası kaldırılıyorsa, diğer tarafın yol üzerindeki kukaların da kaldırılması gerekir.
Bir taraf kendisine yönelik bir idari yaptırım yapıldığında, aynı davranışı sergileyen karşı tarafa da aynı idari yaptırımın uygulandığını görmek ister.
İdarenin vatandaşlara nesnel davranması ve eşit mesafede durması, mevzuatı aynen uygulaması kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Aralarında sorun yaşayan kişilerin ve komşularının da birbirlerine saygısızlık etmeden, empati yaparak, anlayışlı davranışlar sergilemeleri beklenir. Daha sonra da komşuların birbirlerinin yüzlerine yine bakacakları unutulmamalıdır.
Böylesi sıkıntılı durumlarda taraflardan beklenen en önemli davranış şekli ise kişilerin birbirlerinin ekmek teknesi olan işyerlerini kapatacak girişimlerde bulunmamasıdır. Ekmek ile oynamak hem etik hem de vicdani bir davranış değildir.
Savcılıkların ve belediyelerin ise bu tür şikayetlerde bir tarafı değil de her iki tarafı da koruyacak, çözümcül önlemler alması gerekir. En çok konuşan, en çok bağıran, en çok çevresi olan kişi her zaman haklı olmayabilir.
Komşular ve semt sakinleri arasında barış ve birbirine saygı rüzgarları estirilmesi ve sorunların hep birlikte analiz edilerek, çözüme kavuşturulması gerekir.
Not : Bugün, bu sokakta fotoğraf çekip, parsel sorgulama menüsünden parsel sınırlarına bakarken ilginç bir tehdit aldım. Erkek arkadaşının polis olduğunu söyleyen bir kişi, kendisinden izin alınmadan sokakta çekim ve bu cadde ile ilgili haber yapamayacağımı söyleyerek beni tehdit etti.
Kendisine kimseden izin almak zorunda olmadığımı söyledim. O ise polis sevgilisi olduğu ve savcılıkta şikayet dosyası olduğunu beni savcılığa vermekle tekrar tehdit etti. İznim olmadan da videomu çekti. Ondan izin almadan sokağın fotoğraflarının çekilemeyeceğini söyleyen kişi, kendisi ikinci kattaki dairesinden benim videomu izinsiz çekti. Kendisine haber yapacağımı söylediğimde ise basın kartını göster dedi. İyi mi? Allahtan üst araması yapmadı. :)
Bakın Anayasa ne diyor:
Anayasanın 26. maddesinde, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.
Anayasa’nın 28. maddesine göre ise, “ Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.”
Savcılık şikayeti ve polis erkek arkadaşın varlığı ile basın ve düşünce özgürlüğü engellenemez.
Bu tür saçma yaklaşımı cahilliğe veriyor ve geçiyorum…
İbrahim Naki AVŞAR (6.5.2025 Karşıyaka/İZMİR)